Prof. Ümit Serdaroğlu -2005
Son kazı yılında, Assos kazı evi bahçesinde.
2004 ARKEOLOJİ KAZILARI BLANÇOSU
2 Aralık 2004
Türkiye için kazıda bereketli bir yıl
Türkiye'de bu yıl yapılan kazılarda bereketli bir yıl yaşandı. Yerli ve yabancı arkeologların çeşitli yerlerde yaptığı 292 kazıda bugüne kadar toplam 4 bin 123 eser çıkarıldı.
Çıkarılan eserlerin 772'si müzelik, 3 bin 351'i etütlük eser niteliği taşıyor. Bu yıl Bakanlar Kurulu kararıyla 56 Türk, 37 yabancı kazı yapıldı. Ayrıca, 33 Bilim Heyetli Müze Kazısı, 50 Müze Kurtarma Kazısı, 21 Baraj Bölgeleri Kazısı, 5 BOTAŞ Kurtarma Kazısı, 52 Türk Yüzey Araştırması, 33 Yabancı Yüzey Araştırması, 5 Baraj Bölgeleri Yüzey Araştırması gerçekleştirildi.
Bakanlar Kurulu kararıyla yapılan Türk kazılarına 2 trilyon 18 milyar, müze ve müze kurtarma kazılarına 479 milyar, Türk yüzey araştırmalarına ise 45 milyar lira olmak üzere toplam 2 trilyon 542 milyar lira harcandı.
Bu yıl Türkiye'de Almanya 9, ABD 8, İtalya 6, Avusturya ve Fransa 3'er, İngiltere 2, Belçika ve Japonya ise 1'er kazı yaptı.
BARAJ BÖLGELERİ İLE BORU HATTI ÇALIŞMALARI
Bu yıl baraj bölgelerinde kazı yapmak üzere 28 başvuru geldi. Bunlardan 16'sı Türk, 2'si ABD, 2'si İtalya, 1'i Japonya olmak üzere 21 kazıya izin verildi.
Baraj bölgelerinde yüzey araştırması yapmak içinse 7 başvuru yapılırken bunlar arasında 3'ü Türk, 2'si ABD olmak üzere 5 proje kabul edildi.
Öte yandan Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Projesi kapsamında, boru hattı güzergahı üzerinde karşılaşılabilecek kültür mirasının en kısa sürede tespiti ve kurtarılması amacıyla Kahramanmaraş'ın Kayranlı Gözü ve Taşoluk mevkiileri, Erzurum'un Aşkale ilçesindeki Mağaratepe, Sivas'ın Ziyaretsuyu mevkii ile Kürkçüyurt Köyü'nde kurtarma kazısı yapıldı.
Bu çalışmalardan Kahramanmaraş Kayranlı Gözü mevkiindeki kazılar sonucu açığa çıkan hamam kalıntıları nedeniyle, bu alanda Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun kararı ile güzergah değişikliği yapıldı.
PERGAMON
05 Ekim 2004 Salı -- 12:26
PERGAMON
Bergama Akropolde Antik Z Yapısı Koruma Çatısı;nın açılışı yapıldı
Tarihi ve kültürel dokusuyla Egenin en önemli antik yerleşimlerine ev sahipliği yapmış olan Bergamadaki Pergamon Antik Kentinde Alman Arkeoloji Enstitüsü tarafından sürdürülen kazı çalışmalarının 30 yıllık bölümü içerisinde yapılan 3 büyük onarımdan birisi olan ve binlerce yıl öncesinden büyük bir bölümü bozulmadan günümüze kadar gelebilmiş yer mozaiklerini koruma altına alabilmek için inşa edilen Antik Z Yapısı Koruma Çatısının açılışı düzenlenen bir törenle gerçekleştirildi. Pergamon Antik Kenti içerisinde bulunan Demeter Kutsal Alanı içerisinde inşa edilen Koruma Çatısının açılış törenine Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Yalçın Kurt, Bergama Kaymakamı Hüseyin Eren, Bergama Belediye Başkanı Raşit Ürper, Federal Almanya Ankara Büyükelçisi Dr. Wolf Ruthart Born, Alman Arkeoloji Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Herrmann Parzinger, İstanbul Alman Arkeoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Adolf Hoffmann, Z yapısının mimarları Dr. Martir Bachmann, Dr. Andreas Schwarting ve yaklaşık 32 yıl Bergamadaki kazı çalışmalarının başkanlığını yürüten Prof. Dr. Wolfgang Radt ile iki gün boyunca Bergama Belediye Meclis Salonunda yapılan Arkeoloji Sempozyumuna katılan 20;si yabancı olmak üzere toplam 30 bilim adamı ile çok sayıda arkeolog katıldı. Törende bir konuşma yapan Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Yalçın Kurt, kuruluşunun 125. yılını kutlayan Alman Arkeoloji Enstitüsünün Türkiyenin çeşitli yerlerinde yaptığı kazı çalışmaları sonucu ortaya çıkardığı ve Dünya Kültür Mirasi olarak kabul edilen eserler için teşekkür etti. Kültür Bakanlığının birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış ülkemizde kültür varlıklarını korumak ve ortaya çıkarmak için çok yönlü çalışmlar başlattığını açıklayan Yalçın Kurt, yeni kabul edilen koruma ile ilgili yasa sayesinde kazı çalışmalarına finansman sağlama yönünde önemli bir adım atıldığını bu yasa ile sağlanacak finansman sonucu İzmirde önümüzdeki günlerde yapılacak olan 2 önemli kazı yerinden birisinin Bergama olacağını sözlerine ekledi. Daha sonra konuşan Federal Almanya Ankara Büyükelçisi Dr. Wolf Ruthart Born, İstanbul Alman Arkeoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Adolf Hoffmann ve Bergama Alman Kazı Başkanı Prof. Dr. Wolfgang Radt Bergamada yapılan kazı çalışmalarında Türkiyedeki yetkililerin göstermiş olduğu ilgi, alaka ve yardımlara teşekkür ettiler. Prof. Dr. Wolfgang Ratdtan sonra kürsüye gelen Bergama Belediye Başkanı Raşit Ürperde, bir zamanlar dünyanın en büyük kütüphanesine, kralların zengin hazinelerine, 15 bin kişilik bir tiyatro yapısına ve muhteşem güzellikteki bir sunağa sahip olmayı başarmış Pergamon Antik Kentinde bulunmanın mutluluğunun kelimelerle anlatılacak gibi olmadığına dikkat çekerek; ÒBir dönem, tüm Batı Anadoluya hükmetmiş Bergama Krallığının merkezinde, Akropol diye adlandırdığımız bu mekanda, çok önemli bir açılış töreni için biraradayız. İçimizden biri, bir Bergamalı olarak gördügümüz değerli hocamız Wolfgang Radt ve başarılı ekibinin, 8 yıllık restorasyon çalışması ile ortaya çıkardığı önemli bir şaheser olan Z Yapısının açılışında olmaktan dolayı çok mutluyum. Tarih boyunca, krallıklardan imparatorluklara kadar bir çok uygarlığın kültürünü günümüze ulaştıran Bergamadaki bu restorasyon çalışması ile bir şaheserin daha günümüze en güzel şekliyle ulaştığını söylemek yanlış olmayacaktır. 1972 yılından bu güne kadar tam 32 yıldır Bergama kazılarının başkanlığını yapan Radt'ın Aralık ayında emekli olarak ilçemizden ayrılacak olmasının üzüntüsünü şimdiden yaşamaktayız. Ancak Bergamalılar onu hiç unutmayacak, saygı ve sevgiyle hatırlayacaktırÓ dedi. Başkan Ürper'in konuşmasının ardından Antik Z Yapısı Koruma Çatısının açılış töreni gerçekleştirildi.
Antik Z Yapısı ve Koruma Çatısı nedir?
Bergama Akropolünde Kral Eumenes II zamanında (yaklaşık M.Ö. 180-160) şehir genişletilmiştir. Eski sur duvarları yıkılarak, hemen güneyindeki dik yamaçta, önemli ve büyük iki bina kompleksi yapılmıştır. Bunlar Gymnasion ve Demeter Tapınağıdır. Bu iki bina arasına yerleştirilen peristilli yapı, sütunlu bir avlu etrafında toplanan odalar, salonlar ve galerilerden oluşmaktadır. Restore edilen ve Z Yapısı denilen kısım da burasıdır. Binanın zamanında hangi amaçla yapıldığı bilinmemekle birlikte, bir ev olmadığı büyük olasılıkla Pergamon Antik Şehrinin devlet konukevi olduğu sanılmaktadır. Binanın içi zengin bir döşemeye sahiptir. Bu döşemenin az da olsa korunan kısmının görkemi, Alman Arkeoloji Enstitüsü Pergamon Kazısının restorasyon için harekete geçmesinin önemli bir nedeni olmuş ve açılışı yapılan Z Yapısı inşa edilmiştir. İnşa edilen yapı ile muhteşem görünümlü yer mozaikleri ve duvar süslemeleri koruma altına alınmıştır. KARDELEN (Bergama) Sayı: 533
STRATONIKEİA
Stratonikeia kazı alanında bulunan Roma İmparatoru Diocletianus un hazırlattığı fiyat tarifeleri, Anadolu da binlerce yıl önce de enflasyon olduğuna tanıklık ediyor.
Yatağan / Muğla
AA
25 Ekim 2004
Muğla nın Yatağan İlçesi ndeki Stratonikeia kazı alanında bulunan, 1700 yıl önce meydana gelen depremlerin ardından oluşan fiyat artışlarına müdahale etmek amacıyla, Roma İmparatoru Diocletianus un hazırlattığı fiyat tarifeleri, Anadolu da binlerce yıl önce de enflasyon olduğuna tanıklık ediyor.
Stratonikeia Kazı Heyeti Başkanı ve Ankara Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Klasik Yunan Dili Öğretim Üyesi, Arkeolog Prof. Dr. M. Çetin Şahin, kentin, İ.Ö 3. Yüzyılda kurulduğunu bildirdi.
Prof. Dr. Şahin, iki yıl önce kazı başkanlığını devraldığını, bu yıl ekibiyle Antik Kent Meclisinin toplandığı Bouleterion un yan bölümlerinde sunakve altar aradıklarını belirtti.
Bouleterion un kuzeye bakan dış duvarında, Roma İmparatoru Diocletianus un fiyat artışlarına müdahale eden fiyat listesi ve bunun uygulanmasına ilişkin Latince yazılı kısmın yer aldığını bildiren Prof.Dr. Çetin, duvarın 20 metre uzunluğunda ve 3 metre yüksekliğinde olduğunu ifade etti.
Şahin, M.S. 3 ve 4. Yüzyılda Anadolu daki Roma kentlerinde yüksek enflasyon yaşandığını, 305 yılında İmparator Diocletianus un, kent meclis binasına kazınan tarifeyle fiyat artışlarının önüne geçmeye çalıştığına dikkati çekti.
Tarifelerde etten bala, zeytinyağından hamam ücretine kadar tüm fiyatların tek tek belirtildiğini kaydeden Prof. Dr. Şahin, Bu uygulamalarla fiyatların dondurulması, sabitlenmesi hedeflenmiş. Ancak sonuçları hakkında kesin bir veri, kanıt yok diye konuştu.
Şahin, Stratonikeia da antik çağlarda gençlerin düşünsel ve bedensel yönden eğitildikleri, spor etkinliklerinde bulundukları iki adet Gymnasium denilen çok önemli yapı bulunduğuna da işaret etti.
LAODIKEIA
Laodikya'da tarih günyüzüne çıkartılıyor
Laodikya antik kenti 5 ana noktada devam eden kazılarla gün ışığına çıkarılıyor. Doç. Dr. Celal Şimşek başkanlığında gerçekleştirilen kazılar sonrasında antik kentin Denizli turizmine büyük katkı sağlayacağı belirtiliyor. Pamukkale Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre kazı çalışmalarına uzmanlar, asistanlar, arkeologlar, sanat tarihçileri, mimarlar ve değişik üniversitelerden 30 arkeoloji öğrencisi katılıyor. Yapılan açıklamada kazı çalışmalarıyla ilgili şu bilgilere yer verildi. Laodikya antik kentinin hamam, bazilika çalışmalarında şehrin ana merkezinde olan yapının batı bölümünde üç kemerli bir girişin varlığı tespit edildi. Yapıda olası depremlerde meydana gelen çatlakların büyümesinin önlenmesi için metal desteklerin yapıldığı ortaya çıkartıldı. Suriye caddesi çalışmalarında; 2002 yılında ortaya çıkarılan cadde üzerinde bulunan dükkanlarda MS 4. ve 6. yüzyıla ait sikke ve seramik kalıntıları bulundu. Bulunan bu seramik parçaları da burada seramik atölyelerinin varlığını ispatladı. Ayrıca cadde içerisinde geçişleri sağlayan kemer ve kapılar ortaya çıkartıldı. Septimus Severus anıtsal çeşmesi kazı çalışmalarında 42 m uzunluğunda ve 14.5 m genişliğinde Roma dönemine ait bir çeşme yapısı ortaya çıkarıldı. Çeşme çalışmalarında çeşmenin her iki yanında aslan heykelleri ve bol miktarda kabartma parçaları ile havuz önünde 16 adet kabartma bulundu. Roma dönemine ait kabartmalarda bolluk ve bereket dağıtan toprak ana ve onun kucağındaki meyvelere uzanan biri kız, diğeri erkek iki çocuk ile bir dinsel seremoniyi gösteren Laodikyanın yönetici bir ailesi yer alıyor. Batı tiyatrosu kazı çalışmalarında ise antik kentin batı tarafında bulunan erken döneme ait tiyatronun oturma basamakları, merdiven geçişleri ve gezinti alanları ortaya çıkarıldı. 85 m çapında olan tiyatroda gelecekte yapılacak olan kazılarda orkestra, sahne binası ortaya çıkarılabilecek ve ayağa kaldırılabilecek nitelikte. İmparatorluk kutsal alanında Roma dönemine ait olan tapınağın kazı çalışmalarında erken Bizans döneminde burasının taş ocağı olarak kullanıldığı tespit edildi. Laodikya antik kentinde gerçekleştirilen kazı çalışmalarında bol miktarda heykeltraş malzemeleri, seramik ve sikkeler bulundu. TİCARET VE EKONOMİ (Denizli) Sayı: 9723
agustos-2004
AIGAI
AIGAI Kazılarından geleceğe ışık
İSMAİL AKÇURA'ya Uzun Ömür Dileriz
Aigai kazılarında yağmur suyu toplayan ve depolanan yer bulundu. Kışlık su ihtiyacını karşılayan depolardan Yuntdağı köyleri için bir proje geliştirilerek gelecekte de yararlanılabilecek.
Manisa
AA
24 Eylül 2004 Ege Üniversitesi (EÜ) Arkeoloji Bölümü tarafından Manisa'daki antik kent Aigai'de yapılan kazı çalışmaları devam ediyor.
Kültür ve Turizm Müdürü Erdinç Karaköse, M.S. 17 yılında depremde büyük ölçüde hasar gördüğü sanılan Roma dönemine ait Antik Kent Aigai'deki kazı çalışmalarının, E.Ü. Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ersin Doğer başkanlığında yapıldığını, hâlen 20 kişinin görev aldığı çalışmaların, 5 yıl sürdürüleceğini söyledi.
DEPOLARDAN GELECEKTE DE YARARLANILABİLİR
Müdür Karaköse, Aigai kazılarında yeni bulgular ortaya çıktı. Çalışmaların ilk yılında Aigai'nin altında yağmur suyu toplayan ve depolanan yer bulundu. Bu da o zamanlarda yaşayan insanların kışlık su ihtiyacını karşılayabilecek büyüklükte. İleride Yuntdağı köyleri için bir proje geliştirilerek, depolardan yararlanılabilir diye konuştu.
KAZI ÇALIŞMALARINA 50 MİLYAR
Karaköse, Manisalı işadamı İSMAİL AKÇURA'nın, kazı çalışmaları için 50 milyar lira destek sağladığını kaydetti.
MAGARSUS
MAGARSUS Antik Kenti için ilk adım
Adana'nın Karataş İlçesinde üzeri toprakla kaplı Magarsus Antik Kenti Amfi Tiyatrosu'nun restore edilerek turizme kazandırılmasına yönelik çalışmanın, proje aşaması için gerekli 650 milyar liralık ödenek sağlandı.
Karataş / Adana
AA
23 Eylül 2004 Adana Milletvekili Abdullah Torun, Adana kent merkezine 49 kilometre uzaklıktaki ilçenin, yaklaşık 60 kilometre uzunluğundaki sahili, kaliteli kumu ve tarihi değerleriyle önemli bir turizm merkezi olabileceğini, bu yönde çalışmalar yürüttüklerini söyledi.
Torun, M.Ö. 7. Yüzyılda bir koloni şehri olarak kurulan, Grek, Roma ve Bizans dönemlerinde önemli bir iskan yeri olan ve Magarsus Antik Kenti olarak bilinen bölgenin en önemli değerinin tamamı toprak altında kalan ve üzerinde tarım yapılan amfi tiyatro olduğunu ifade etti.
Yaklaşık 3 bin kişilik olduğu belirtilen amfi tiyatronun, restorasyonuna ilişkin yürütülen çalışma kapsamında projelendirme aşaması için gerekli 650 milyar liralık ödenek talebinin, Kültür ve Turizm Bakanlığınca kabul edildiğini ifade eden Torun, Bu bir ilk adımdır. Toprağın altında kalmış bu tarihi değeri geri kazanmak için çalışıyoruz dedi.
Tiyatronun yanı sıra, askeri amaçlı yapılmış tonozlu yapı, kuzey kısımda bulunan hamam, sarnıç, antik kentin tam merkezinde Minerva (Athena) adına yapıldığı sanılan tapınak, limana hakim kalenin antik kentin belli başlı bölümlerini oluşturduğunu anlatan Abdullah Torun, Bu değerlerin, ülke turizminin hizmetine sunulması hem Adana hem Türkiye açısından büyük önem taşıyor diye konuştu.
Torun, tiyatronun kısmen açıkta kalan bölümlerinin zaman içinde vatandaşlar tarafından toprakla kapatılarak, tarla haline getirildiğini sözlerine ekledi.
PROJE ÇOK YÖNLÜ YÜRÜTÜLECEK
Abdullah Torun, bölgede yine toprak altında kalmış hamam ve tüneller de bulunduğunu belirterek, çalışmaların bu kapsamda genişletileceğini ve ciddi tarihi bulgulara ulaşılacağına inandıklarını söyledi.
Torun, Yalnızca restorasyon çalışmaları yeterli olmaz. Sağlıklı bir altyapının kurulması, tesis eksiğinin giderilmesi, turizm sektörüne yönelik tüm hazırlıkların tamamlanması gerekir. Bu doğrultuda hazırlanan altyapıya yönelik hazırlanan projede kredi aşamasında. Amacımız, bu sahil beldesini her açıdan gelişmiş bir turizm cenneti yapmak. Bir yandan ekonomiye katkı sağlarken, bir yandan da sahip olduğumuz değerlerin tanıtımını yapmak istiyoruz diye konuştu.
|
|
|
|
ARKEOLOJİ DÜNYASI
ANA SAYFA YA DÖN
STRATONIKEIA
Stratonikeia kazı alanında bulunan Roma İmparatoru Diocletianus un hazırlattığı fiyat tarifeleri, Anadolu da binlerce yıl önce de enflasyon olduğuna tanıklık ediyor.
Yatağan / Muğla
AA
25 Ekim 2004
Muğla nın Yatağan İlçesi ndeki Stratonikeia kazı alanında bulunan, 1700 yıl önce meydana gelen depremlerin ardından oluşan fiyat artışlarına müdahale etmek amacıyla, Roma İmparatoru Diocletianus un hazırlattığı fiyat tarifeleri, Anadolu da binlerce yıl önce de enflasyon olduğuna tanıklık ediyor.
Stratonikeia Kazı Heyeti Başkanı ve Ankara Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Klasik Yunan Dili Öğretim Üyesi, Arkeolog Prof. Dr. M. Çetin Şahin, kentin, İ.Ö 3. Yüzyılda kurulduğunu bildirdi.
Prof. Dr. Şahin, iki yıl önce kazı başkanlığını devraldığını, bu yıl ekibiyle Antik Kent Meclisinin toplandığı Bouleterion un yan bölümlerinde sunakve altar aradıklarını belirtti.
Bouleterion un kuzeye bakan dış duvarında, Roma İmparatoru Diocletianus un fiyat artışlarına müdahale eden fiyat listesi ve bunun uygulanmasına ilişkin Latince yazılı kısmın yer aldığını bildiren Prof.Dr. Çetin, duvarın 20 metre uzunluğunda ve 3 metre yüksekliğinde olduğunu ifade etti.
Şahin, M.S. 3 ve 4. Yüzyılda Anadolu daki Roma kentlerinde yüksek enflasyon yaşandığını, 305 yılında İmparator Diocletianus un, kent meclis binasına kazınan tarifeyle fiyat artışlarının önüne geçmeye çalıştığına dikkati çekti.
Tarifelerde etten bala, zeytinyağından hamam ücretine kadar tüm fiyatların tek tek belirtildiğini kaydeden Prof. Dr. Şahin, Bu uygulamalarla fiyatların dondurulması, sabitlenmesi hedeflenmiş. Ancak sonuçları hakkında kesin bir veri, kanıt yok diye konuştu.
Şahin, Stratonikeia da antik çağlarda gençlerin düşünsel ve bedensel yönden eğitildikleri, spor etkinliklerinde bulundukları iki adet Gymnasium denilen çok önemli yapı bulunduğuna da işaret etti.
BODRUM DA ENFLASYON SİKKELERİ
Bodrum Sualtı Arkeolojisi Müzesi Müdürü T. Oğuz Alpözen de, M.S 240-300 yılları arasında Anadolu topraklarında büyük depremlerin olduğunu, şehirlerin battığını, ekonomilerinin bozulduğunu anlattı.
Bunun üzerine Anadoludaki antik kentlerin tamamında para basılmasına izin verildiğini bildiren Alpözen, Herkes para basınca alım gücü düştü. Ekonomiyi geliştirmek, enflasyonu düşürmek isteyen imparator yüksek fiyatları önlemek için narh çıkardı. Bunun da en güzel örneğine Stratonikeia Kent Meclisi dış duvarlarında rastlıyoruz dedi.
Alpözen, Roma döneminde Anadolu da yaşanan enflasyonu, Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi nde sikkelerin olduğu bölümde de sergilediklerini söyledi.
STRATONİKEİA ANTİK KENTİNİN ÖYKÜSÜ
M.Ö. 270 yıllarında 60 yaşındaki Kral Seleukos, ülkeyi ilk eşinden olan oğlu Antiochos ile yönetmektedir. Bir süre sonra Kral Seleukos, dünyalar güzeli Stratonikeia ile evlenir. Ancak oğul Antiochos, bu evlilikten bir süre sonra rahatsızlanır ve günden güne sararıp solmaya başlar. Oğlunun derdine derman arayan kral, tüm hekimlerden yardım ister. Ancak hiçbir çaba, genç adamın derdine derman olmaz.
Hekimlerden biri, Antiochos un tutkulu aşktan başka bir şeyi olmadığının farkına vararak, durumu krala şöyle anlatır: "Sizin oğlunuz, genç eşinize, yani üvey annesi Stratonikeia ya aşık. Onu hayata döndürecek tek ilaç, genç eşiniz der. Canından çok sevdiği oğlunun hayatta kalması için her şeyi yapmaya hazır olan baba, genç eşini ve oğlunu huzuruna çağırarak, onların mutluluğu için kenti terk etme kararını bildirir. Bu kararla çok mutlu olan oğul, büyük aşkı Stratonikeia adına bu kenti yaptırır."
SOBESSOS
SOBESOS ANTİK KENTİ'NDE KAZI ÇALIŞMALARI
NEVŞEHİR - Nevşehir'in Ürgüp İlçesi'ne bağlı Şahinefendi Köyü yakınlarındaki Sobesos Antik Kenti'nde sürdürülen kazı çalışmalarında, Bizans dönemine ait 7 adet kayadan oyma mezar ortaya çıkartıldı.
NOEL BABA KİLİSESİ
Noel Baba Kilisesi paralandı
Antalyanın Kale İlçesindeki Noel Baba Kilisesi'nde devam eden kazılar için Antalya Valiliğinden 25 milyar lira ödenek gönderildi.
Kale / Antalya
AA
23 Eylül 2004
Kazı Bilim Ekibi Başkanı Hacettepe Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Yıldız Ötiken, bu ayın başında başlayan ve 5 hafta sürecek Noel Baba Kilisesi kazı çalışmalarına, çeşitli üniversitelerden 18 bilim adamı ile 19 işçinin katıldığını söyledi.
Kazı için Kültür ve Turizm Bakanlığından 8 milyar 250 milyon, yine aynı bakanlığın Döner Sermaye İşletmesinden (DOSİM) 30 milyar lira ödenek gönderildiğini ifade eden Ötiken, bu ödeneklerin yetersiz kaldığını ve ek ödenek için Antalya Valiliğine başvurduklarını belirtti.
Antalya Valisi Alaaddin Yüksel'in, kazı çalışmalarının sürmesi için İl Özel İdare Müdürlüğünden 25 milyar lira ödenek gönderdiğini söyleyen Ötiken, Sayın Valimize teşekkür ediyoruz. Ödenekle kazımızın bu yılki bölümünü sorunsuz olarak tamamlayacağız dedi.
Noel Baba Kilisesi'nde kazı çalışmaları, 14 yıldır sürüyor.
ALACAHÖYÜK
Çorum
AA
25 Ekim 2004 Alacahöyük Kazı Başkanı Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu, Alacahöyük teki sfenksli kapının sol kulesinin hatları üzerinde gitar ve tulum çalan 2 müzisyen figürü bulunduğunu söyledi. Çorum Valisi Hüseyin Poroy da dünyada ilk gitarı Hititlerin imal edip çaldığını savundu.
Kazı Başkanı Çınaroğlu, Sfenksli kapının sol kulesinin hatları üzerinde baş tanrıçanın simgesi ile başlayan figürler, kraliçe ve törene katılanlar, kurbanlık hayvan getirenler, kılıç yutan cambazlar, açlıktan duran merdivene tırmanan kişi, gitarlı müzisyenler ve boğa figürü ile son buluyor dedi.
VALİ: GİTARİST HİTİTLER
Çorum Valisi Hüseyin Poroy, Alman ve İspanyollardan önce Hititlerin gitarı kullandığını, Alacahöyük teki sfenksli kapının sol tarafındaki Hitit kabartmalarında gitar figürü bulunduğunu ve dünyada ilk gitarı Hititler in imal edip çaldığını savundu.
KIZKALESİ
Kızkalesi'ne 1 milyon dolarlık proje
Mersin in Erdemli İlçesindeki tarihi Kızkalesi nin korunması amacıyla hazırlanan 1 milyon dolar tutarındaki projenin Kültür ve Turizm Bakanlığının onayına sunulduğu bildirildi.
Mersin
AA 4 Ekim 2004
Mersin Kültür ve Turizm Müdürü Osman Arık, yıllarca kaderine terk edilen ve bir süre önce restorasyon çalışması başlatılan Kızkalesi'nin, tarihi dokusunun korunarak gelecek kuşaklara aktarılmasını istediklerini söyledi.
Kızkalesi nin kültürel değerlerin önemli bir parçası olduğuna dikkati çeken Arık, Kale için 1 milyon dolar tutarında proje hazırlandı. Projede burçların onarımı, içindeki mozaiklerin cam altına alınması, tiyatro alanı sahnesinin düzenlenmesi, ışıklandırılması ve tuvalet yapımı bulunuyor. Kültür ve Turizm Bakanlığının sıcak baktığı projenin onaylanması halinde çalışmalara önümüzdeki yıl içinde başlayacağız dedi.
İŞLETMEYE VERİLEBİLİR
Arık, restorasyonun tamamlanmasının ardından, kalenin, özel bir kuruluşa işletmeye verilebileceğini ifade etti. Kendilerinin kalenin işletmesini yapamayacaklarını belirten Arık, ;Bize düşen görev, Kızkalesi'nin ve yöremizdeki diğer kültürel varlıkların tanıtımını yaparak, turizm potansiyeli yaratmak diye konuştu.
KALATEPE ( Kömürcüköy- Niğde )
Obsidyen atölyesi.
İstanbul Üni. den Prof. Y. Kabaklı kazılara başladı. ( Eylül-2004)
OLBA
Olba'da arkeolojik araştırmalar
2001 yılından beri sürdürülen Silifke - Uzuncaburç Olba ören yerindeki arkeolojik yüzey araştırmaları bu yıl 1 - 15 Eylül tarihleri arasında yapıldı.
Silifke / Mersin
21 Eylül 2004
Mersin Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyelerinden Yard. Doç. Dr. Emel Erten başkanlığında aynı bölüm öğretim elemanlarından Okutman Murat Özyıldırım'ın katılımıyla 2001 yılından beri sürdürülen Silifke - Uzuncaburç Olba ören yerindeki arkeolojik yüzey araştırmaları bu yıl 1 - 15 Eylül tarihleri arasında yapıldı.
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı izni ile yapılan araştırmalara, Mersin Üniversitesi Arkeoloji Bölümü, Mersin Üniversitesi Mimarlık Fakültesi ve ODTÜ Mimarlık Fakültesi öğrencilerinden oluşan 10 kişilik bir ekip katıldı.
OLBA ANTİK KENTİ
Olba kenti, denizden yaklaşık 1150 m. yüksekliktedir. Akropolisin bulunduğu tepe ise hakim olduğu ovadan yaklaşık 50 m. yüksekliktedir. Sert doğa koşullarına karşın kente ait birçok mimari kalıntı günümüze ulaşabilmiştir.
Olba'da bugün görülebilen aquaeductus (su kemeri), nymphaeum (anıtsal çeşme binası), tapınak biçimli mezar yapısı, ören yerinin hemen heryerine dağılmış durumda çok sayıda değişik tipte lahitler, kaya mezarları, bey evleri, çok büyük sarnıçlar, Roma döneminin bu bölgedeki görkemini yansıtan arkeolojik kalıntılardır.
METROPOLİTLİĞE BAĞLI BİR PİSKOPOSLUK
Bunların dışında Erken Hıristiyanlık Döneminde Seleucia Metropolitliğine bağlı bir piskoposluk olan Olba, Erken Hıristiyanlık dönemi kalıntılarıyla da dikkat çeker. Bu döneme ait beş kilise ve bir manastır kalıntısı dönemin etkileyiciliğini yansıtan önemli verilerdir. Ayrıca kentin piskoposlarının birçok konsile katılarak Olba'yı temsil ettikleri de, Erken Hıristiyanlık dönemi yazılı kaynaklarında piskopos adlarıyla birlikte bildirilmekte.
ARKEOLOJİK YÜZEY ARAŞTIRMALARI
Arkeolojik Yüzey Araştırmaları, mimari kalıntıların planının çıkartılması ve kütüphane araştırmalarıyla tarihlenip, benzerleriyle karşılaştırılarak yayına hazırlanması şeklinde sürdürülmekte.
Olba Arkeolojik Yüzey Araştırmaları, bölgenin arkeolojisi açısından büyük önem taşımakta. Olba'da yapılan çalışmalarla eserler makaleler ve bildirilerle bilim dünyasına tanıtılmakta, sürekliliği olan araştırmalarla da arkeolojik korumacılık anlayışının önemi bölgede yayılmaya çalışılmakta.
MUSULAR HÖYÜK
8400 yıllık "kamusal alan" bulundu
Konya'nın Çumra İlçesi'ndeki 9 bin yıllık Çatalhöyük'teki kazılarda henüz rastlanamayan kamusal alan, Aksaray Kızılkaya Köyü yakınlarındaki Musular'daki kazılarda ortaya çıkarıldı.
Aksaray
AA 4 Ağustos 2004 Dünyanın bilinen en eski yerleşim birimlerinden Aksaray sınırları içindeki 10 bin yıllık Aşıklıhöyük yakınlarındaki Musular mevkiinde, 8 yıldır devam eden kazılar bu yıl sona erdi.
En eski buluntusu 8 bin 400 yıl öncesine tarihlenen Musular'ın bir toplu yaşam alanı değil, Aşıklıhöyük'te yaşayan insanların ortak kullandığı bir mekan olduğu belirlendi.
9 bin yıllık geçmişe sahip Çatalhöyük'te kalabalık bir yerleşim olmasına rağmen henüz ortak kullanılan bir alana rastlanmazken, Aşıklıhöyük'ün uydu yerleşimi olduğu ortaya çıkan Musular'da, organize yaşam'ın izlerini taşıyan bir "kamusal alan" bulundu.
Buradaki kazıları yürüten İstanbul Üniversitesi Prehistorya Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr. Mihriban Özbaşaran, Aşıklıhöyük yakınlarında Yellibelen, Gedikbaşı ve Musular olmak üzere üç ayrı uydu yerleşim bulunduğunu, Musular'daki kazılarda çanak çömleksiz Neolitik Çağ insanının günlük yaşamına ilişkin ilginç ve çarpıcı bilgiler elde ettiklerini vurguladı.
ORTAK KULLANILAN ALAN
Özbaşaran, Musular'da yaklaşık 20 metrekare genişliğinde bir yapıyı gün ışığına çıkardıklarını belirterek, "Zemini doğal boyalarla kırmızı renge boyanmış bu yapının bulunduğu alan yerleşim amaçlı olarak kullanılmamış. Kazılarda rastlanan yaban öküzü kemiklerinden de anlaşıldığı kadarıyla, bu alan ortak kullanılmış. Avladıkları hayvanları burada parçalayarak, paylaşıyorlar ve kemiklerini de buraya gömüyorlardı" dedi.
Özbaşaran, burada da Aşıklıhöyük'te olduğu gibi çok sayıda kesici ve delici alet bulduklarını söyledi.
SU KANALININ NE İÇİN YAPILDIĞI TAM ANLAŞILMADI
Ortak kullanılan yapının zemininin kırmızı renge boyanmasının burayı farklı kıldığını ve özel anlamlar yüklediğini belirten Özbaşaran, aynı alanda göze çarpan taşlarla örülmüş su kanalının ise ne için yapıldığını tam olarak anlayamadıklarını ifade etti.
ÖKÜZLERİ BİRLİKTE AVLIYORLARDI
Kazı ekibindeki uzmanların yaptığı incelemelerde o dönemde avlanılan yaban öküzlerinin sadece omuz yüksekliğinin 1 metre 70 santimetre olduğunun tespit edildiğini dile getiren Özbaşaran, "Avın böyle büyük olduğu bir yerde tek başına avlanmanın imkanı yok. Bu nedenle avlanmaya gruplar halinde çıkan o dönemin insanı zorlu bir mücadele veriyordu. Musular'da çok sayıda obsidyen taşından yapılmış, mızrak, ok ucu, bıçak gibi kesici ve delici alet bulundu" diye kaydetti.
SON DERECE DÜZGÜN BİR YERLEŞİM PLANI
Aşıklıhöyük'te evlerin ve sokakların dizilişine bakıldığında son derece düzgün bir yerleşim planının ve şehirciliğin göze çarptığını anlatan Özbaşaran, çöplerin bile düzgün bir şekilde depolandığı bu toplumda ortak yaşamın ve görev paylaşımının, düzenli hayatı getirdiğini kaydetti.
|
|